10 Aralık 2014 Çarşamba

BARIŞ ÖRTÜSÜ





Dantel; sabır  denen  kadın çilesinin, tığ  gibi dimdik, uzun ince bir yolda, düşe kalka bata çıka çıktığı yolculuğun, bu sefer arabı olmayan, ak bir resmidir. Bu  örgü zanaatıyla,  evinde tencere kaynatan, çocuk okutan, çeyiz düzen  bir sürü kadının, emeksiz yemek olmaz girdabına bir kez daha düşmesine dikkat çekmek  isterim. Kan izlerini görürüm beyaz motiflerin duldasına saklanan. Parmağı örmekten delineni bilirim. Yatak örtüsü, perde,masa örtüsü, fiskos, şömen tablo, büfe örtüsü, yatak odası takımı, peçetelik, şişelik, bardaklık derken, sonu gelme bir moda fuarında yine  kayıp olur kadın . Ve  onun kıymeti bilinmez, görülse de seçilmez, seçilse de  takdir edilmez emekciği. Bir tek erkek bilmem, eline alıp da, ya ne hoş bir şey  bu, diyen ve örmeyi bilen nedense. Feminen bir aksesuardır sanki, kadın dışında başkasıyla aynı fotoğrafa  girmeyen. Motif motif, ilmek ilmek yoğrulur, hakkımı sokakta kendi kendime savunurum der gibi bir hali vardır oysa  dantel milletinin. Naif bir büyük grup insanın, sessiz ama onurlu savaşının hak hak diye dalgalanan bayrağıdır  benim  gözümde... Çünkü  Çanakkale ' de yazılmış  bir anonim masalda, BARIŞ ÖRTÜSÜ kılığında, bir TOP ANITI üstünde, saçını savura savura  gezer gördüm "Dantel" adında bir kadını rüyamda... Uyandım ama unutmadım bu kez, kadının figüran değil  özne olduğu yine herkesçe unutulan ,bu hülyalı anımı...

Okyar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder