Dantel; sabır denen kadın çilesinin, tığ gibi dimdik, uzun ince bir yolda, düşe kalka bata çıka çıktığı yolculuğun, bu sefer arabı olmayan, ak bir resmidir. Bu örgü zanaatıyla, evinde tencere kaynatan, çocuk okutan, çeyiz düzen bir sürü kadının, emeksiz yemek olmaz girdabına bir kez daha düşmesine dikkat çekmek isterim. Kan izlerini görürüm beyaz motiflerin duldasına saklanan. Parmağı örmekten delineni bilirim. Yatak örtüsü, perde,masa örtüsü, fiskos, şömen tablo, büfe örtüsü, yatak odası takımı, peçetelik, şişelik, bardaklık derken, sonu gelme bir moda fuarında yine kayıp olur kadın . Ve onun kıymeti bilinmez, görülse de seçilmez, seçilse de takdir edilmez emekciği. Bir tek erkek bilmem, eline alıp da, ya ne hoş bir şey bu, diyen ve örmeyi bilen nedense. Feminen bir aksesuardır sanki, kadın dışında başkasıyla aynı fotoğrafa girmeyen. Motif motif, ilmek ilmek yoğrulur, hakkımı sokakta kendi kendime savunurum der gibi bir hali vardır oysa dantel milletinin. Naif bir büyük grup insanın, sessiz ama onurlu savaşının hak hak diye dalgalanan bayrağıdır benim gözümde... Çünkü Çanakkale ' de yazılmış bir anonim masalda, BARIŞ ÖRTÜSÜ kılığında, bir TOP ANITI üstünde, saçını savura savura gezer gördüm "Dantel" adında bir kadını rüyamda... Uyandım ama unutmadım bu kez, kadının figüran değil özne olduğu yine herkesçe unutulan ,bu hülyalı anımı...
Okyar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder