2 Kasım 2014 Pazar

ALLEGRO DANTELLO


Teyzelerimden ikisi terzi olmakla beraber arasında büyüdüğüm hemen hemen bütün kadın akrabalar ya örgünün ya dantelin ya da dikişin hamaratıydı. Hiç unutmam 5. yaş günümde annemler bana pedalına basınca gerçekten dikebilen oyuncak bir dikiş makinesi hediye etmişlerdi. Dünyayı dikebileceğime inanmıştım. Sonra ortaokul ve lise yıllarında örgüye merak saldım. Vasat ama benim için pek kıymetli bir kaç atkı denemesinden sonra örgüye olan merakım kısa zamanda geçmişti. Üniversiteye geldiğimde tiyatro kulübündeki ilk günümde "elinden ne gelir?" diye sorduklarında "dikiş" demiş ve kostüm kadrosuna katılmıştım. Üniversite boyunca çeşitli dönemlerde geçen türlü karakter kostümleri diktim. Mr. Singer ile olan düzeyli ilişkimiz hala devam etmekte...
27 yaşındayım ve bu güne kadar benzer uğraşlara illa meraktan biraz dokunmuşsam da "dantel" benim için hep "bulaşmasan iyi olur" alanıydı. Annem sanırım bir keresinde şu en bir kalın tığlardan biriyle bana zincir çekmeyi göstermeye yeltenmiş ancak hemen sonrasında buna pişman olmuştu. Diyeceğim ben ve dantel arasında üretici bir ilişki bunca hamarat uğraşıya rağmen hiç gelişmediyse de dantel benim için evimizdeki yuvarlak ince ayaklı telefon sehpasının üzerindeki örtüdür. ( Dantel örtü bir telefon sehpası için fazla vakur gösterirdi o tahta parçasını. Bugün muhtemelen yanında selfie çekme refleksiyle hareket edecek kişiler bulmak hiç zor değil ) 
Annem ve arkadaşları ya da akrabalardan birkaçı bir araya gelmiş dönemin modası dantelden perde ve örtüleri işlerken ortaya çıkan şaşmaz-konsantre, mekanikleşmiş-ustalık ve bunun yanında ortamdaki sohbete aynı verimlilikte dahil olabilme yetisinden doğan net ve neşeli ritmdir en çok aklımda kalan dantel imgesi. 

Yaprak 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder